COVID-19 salgınının ardından artık ‘’hiçbir şey eskisi gibi olmayacak’’ şeklinde yapılan söylemler bakıldığında her ne kadar fazla iddialı gibi dursa da şu an bile pek çok alışkanlığımızın yerini başka alışkanlıklara bıraktığını, değiştiğini görebiliyoruz. Bu durum dikkate alındığı zaman, pek çok şeyin kalıcı şekilde değişeceği yönündeki bu söylemlerin aslında çok da abartılı olmadığı anlaşılacaktır.
Geçmişe baktığımız zaman pek çok örneğini gördüğümüz salgınlarda; örneğin 19. Yüzyılda insanlığı kırıp geçiren kolera salgınları ve 20. yüzyılın İspanyol Gribi gibi, dünya üzerinde büyük değişimler ve dönüşümler meydana gelmiştir. Bu benzer sürecin de 21. Yüzyılda Corona virüsü ile yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu söylemek gerekir. Gündelik yaşantının çok büyük ölçüde değişime maruz kaldığı bu dönemde her alanda yeni birtakım ihtiyaçlar kendisini göstermiştir.
Çok da uzak olmayan bir gelecekte de üniversiteler, bilim adamları, meslek örgütleri ve pek çok yerel yönetim insanların, şehirlerin, ülkelerin geleceğine dair kapsamlı analizler yapacak ve yaşamakta olduğumuz küresel salgın sürecinde ülkelerde kendisini gösterecek olan kalıcı etkiler üzerine araştırmalar yapılacaktır. Fakat henüz şimdiden bile yakın gelecekte yoğun olarak konuşacağımız temel bazı konulardan bahsedebiliriz:
- Teknolojinin kullanımı ve çok daha yaygın hale gelmesi,
- Dijitalleşme,
- Çalışma hayatı,
- Yapay zekâ,
- Makine öğrenmesi, 3D (AI,ML),
- Ulaşım tercihleri,
- Eğitim şekilleri vb.
Bu küresel salgının ardından sosyal davranışların da hemen hemen köklü bir değişime gideceğini belirten uzmanlar, fiziksel mesafenin ve hijyenin öneminin bu etkisini sürdürmeye devam edeceğini belirtiyorlar. Zorunlu sosyal izolasyonun yerini artık tercihen izolasyona bırakacağını açıklayan pek çok uzman, bu süreçte öne çıkmış olan dijitalleşmenin de daha yaygın bir hal alacağını sıklıkla söylüyor.
SOSYAL İLİŞKİLER YENİDEN DÜZENLENECEK
Bilhassa insan-doğa arasında mevcut olan uyumlu ilişkiye bakıldığı zaman, insan merkezli yaklaşımların etkisi ile şekillenmiş olan pek çok bakış açısından kurtulmamız gerektiğini vurgulayan uzmanlar, bu salgının insanlığı hiçbir şekilde alışkın olmadığı bir çeşit zorunluluktan meydana gelen izolasyon sürecine soktuğunu, hayatımızın da kendi irademizin dışarısına çıkmasına neden olduğunu belirtmekteler. Bu şekilde bir değişime paralel, bu dönemin meydana getirdiği durum yaşamın bütün alanlarında da sosyal ilişkilerin tekrar düzenlenmesini kendisiyle birlikte getireceğini belirtiyorlar.
DİJİTALLEŞME ÇOK DAHA YAYGIN BİR HALE GELECEK
Dijitalleşme bu dönemden önce de hayatımızın en önemli parçalarından biriydi. Fakat bu salgın sürecinde evden çalışma biçimleri ve e-ticaretin önem çok büyük bir önem kaydetmesi sonucunda bu süreç çok daha hızlı bir hale gelmiş oldu. Salgın süresince artık bir alışkanlık olan dijital çalışma ve tüketim salgının ardından da pek çok sektörün tercihi olacak ve kayda değer oranda devam edecek.
SAĞLIK YATIRIMLARI ARTACAK
Salgının ardından yeni yeni ekonomik alanların kendilerini göstereceğini düşünmek çok da saçma olmaz. Özellikle ekonomistler sağlık alanlarında yapılan yatırımların çok daha artacağını sıklıkla dile getirirken, hastalık ile mücadele ekipmanları, kontrol sistemleri vb. gibi daha çok yapay zeka odaklı olan her türlü iş alanlarına merakın ve rağbetin artış göstereceğini öngörüyorlar.
ALIŞVERİŞ ÇILGINLIĞI AZALMA EĞİLİMİ GÖSTEREBİLİR
Bu dönemde insanların hem düşünce hem de davranış yapılarında meydana gelen değişikliğin, tüketim alışkanlıklarını da kayda değer bir şekilde etkileyeceğini açıkça görebiliriz. Birbirinden farklı ülkelerde yapılmakta olan araştırmalar da karantina koşullarının yaratmış olduğu günlük alışkanlıklar ve kısıtlamalar sebebi ile kişilerin kendilerini tekrar yapılandırdığını, çok daha naif ve çok daha insancıl taraflarını keşfetmeye başladıklarını gösteriyor. Karantina sürecinde insanlar yeni yeni kararlar almaya başlıyorlar. Bu kararların arasında en sık kendisini gösteren de alışveriş dürtülerinin dizginlenmesi ve lüks ürünlerin gereksiz olduğu düşüncesi.
COVID 19 ARDINDAN EĞİTİM SÜRECİ
- Virüsün ardından teknolojinin bir amaç değil de eğitim öğretimde destekleyici ve geliştirici bir araç olarak çok daha yoğun bir şekilde kullanılması söz konusu.
- Ders içeriğinde ise yine teknoloji kullanılarak soyuttan somuta olan geçiş çok daha büyük bir hız kazanacak. Yapay zekâ teknolojisi ile beraber soyut içerikler somutlaşacak ve öğretimde kullanılmaya başlanacak.
- Bir başka önemli konu ise öğrenme şekli ve hızı ile ilgili olarak kendisini gösterecek. Yapay zekâ ve teknoloji ile beraber öğrencinin öğrenme potansiyeli ve şekli, başarılı ve başarısız olduğu konular ve yöntemler vb. teşhisler yapılarak öğrenmenin içeriği ve süreci de bu bulgulara göre tasarlanmaya başlanacak.