Covid19’un bulaşma şekli mukoza tabakasına sahip organlarımız olan; ağız, burun ve göz organları üzerinden gerçekleşmektedir. Enfekte durum çoğunlukla; birebir hasta ile temas, virüslü bir eşya ile temas, hava yoluyla (hapşırma, havalandırma sistemi vs) olmaktadır.
Önlemler alınması noktasında şu gruplandırma yapılabilir; dezenfekte sistemleri, koruyucu sistemler, ölçme ve izleme uygulamaları.
İklimlendirme Sistemleri
Binalarda çalışan, yaşayan insanlara gerekli konfor şartlarının sağlanması, performanslarının arttırılması için ısıtma, soğutma, havalandırma tesisatları kurulmaktadır. Bu yatırımlardan en yüksek faydanın alınabilmesi için bu tesisatların kontrolü büyük önem teşkil eder. Yeni veya yıllardır tesisini kullananlar için; mekanik sistemlerin durum tespitinin yapılması noktasında “mekanik etüt” hizmetleri veriyoruz. Amaç; tüm mekanik sistemlerin doğru biçimde çalışıp çalışmadığının tespiti, yaşanılan konfor sorunlarının incelenmesi, bakım ve dezenfeksiyonların bağımsız bir kuruluş gözünden denetlenmesidir.
Ultraviyole ile İklimlendirme Sistemlerinin Dezenfeksiyonu
Özellikle ticari binalarda iklimlendirme sistemlerinin virüsleri yayma riski bulunur. En riskli sistemler ise karışım havalı klima santralleridir. Bu ünitelerde içeriden alınan yarı kirlenmiş hava tekrar şartlandırılarak ortama gönderilir. Bu noktada havada hareket halinde bulunan virüslerin farklı mahallere dağılma riski artar. Seçimi özel mühendislik bilgisi gerektiren ve klima santralleri üzerine yerleştirilen birkaç adet UV-C lambayla çok etkili bir dezenfeksiyon sağlanır. UV-C etkin şekilde yayılıp 15 dakika süre içerisinde ve belirli bir debideki hava içerisinde bulunan tüm mikroorganizma, bakteri ve virüsleri %99,9 oranında yok eder.
Teknik Bakım
Teknik sistemlerin bakımı cihaz türüne göre ayrı ayrı uzmanlıklar gerektiren bir konudur. Maalesef arızalar genellikle ihtiyaç duyulan sistemlerin en yoğun zamanlarında ortaya çıkmakta ve büyük problemlere sebep olmaktadır. Planlı ve önleyici bakım ile sistemlerin arıza sebebiyle duruşu en aza indirilir ve büyük zararlardan kurtulabilir. Bunun yanında sistem performansı ve hassasiyeti en üst seviyede tutularak, konfor ve hijyen konusunda en yüksek faydayı verir.
İç Hava Kalitesi (Indoor Air Quality)
“İç hava kalitesi ölçümleri” bina otomasyon sistemleri ya da lokal cihazlar üzerinden raporlanmaktadır. Doğru teknik dizayn ya da işletmeye sahip olmayan binalarda bu analizlerin önemli kılan şey ise modern binaların yapay şartlandırma sistemlerinin insanlar üzerindeki etkileriydi. Bina sakinlerinin temel şikayetleri baş ağrısı, göz-burun-boğaz tahrişleri, kuru öksürük, deri kaşıntısı, baş dönmesi, bulantı, konsantrasyon bozukluğu, yorgunluk, koku hassasiyeti şeklindedir. Bu durum literatürde “hasta bina sendromu” olarak geçmektedir. Bu durum sistem tasarım hataları ya da teknik bakım yetersizliklerinden kaynaklanır.
Bina Otomasyon Sistemleri ve İşletmeciliği
Kapalı ortamlara sahip bu binalardaki “konfor beklentileri” ısıtma, soğutma, havalandırma ve aydınlatma sistemlerine olan ihtiyacı tamamen yeniden şekillendirdi. Çünkü yapısı gereği bu binalara sadece temiz hava verilmesi yeterli gelmez ayrıca bu havanın şartlandırılması yani ısıtılması ve soğutulması da gerekir. Bu uygulamaları ise en iyi ve stabil bir biçimde ancak “otomasyon” sistemleriyle yapabiliyoruz. Otomasyon ve iklimlendirme sistemlerinin sadece iyi kurulmasının ve devreye alınmasının yeterli olmadığını aynı zamanda bunların akılcı ve farklı bir bakış açısıyla işletilmesi gerektiğini ifade ediyoruz. Temel amaç binalardaki insan sayısına ve ihtiyaçlarına göre sistemleri çalıştırmak, enerji verimliliği sağlamak ve eğer tasarımlarında bir hata varsa da bunları bilimsel verilerle ortaya koymaktır.
Enerji Verimliliği
Ticari binaların yıllık enerji tüketimlerinin %30 ila %60’ını iklimlendirme sistemleri tarafından harcanmaktadır. Çünkü iklimlendirme sistemleri mevsim şartlarına bağlı olarak dışarıdan aldıkları havayı bina içerisinde şartlandırmaktadırlar. Eğer bu sistemler düzgün yönetilirse otomatik olarak verimlilik ve tasarruf elde edilir.