COVID-19 salgını sonrası toplu alanlarda yaşamla ilgili konuşan Atalian Türkiye CEO’su Barış Ünalp, ‘Asıl dönüşümü koronavirüs sonrasında yaşayacağız’ dedi. Ünalp, salgında mekanların dezenfekte edilmesine olan talep yoğunluğunun detaylarını ve salgın sonrasıyla ilgili ön görülerini paylaştı:
Entegre tesis yönetimi sektörü Covid-19’dan nasıl etkilendi?
Sektör, bu süreçten olumsuz etkilendi. Tesis yönetim şirketi olarak olarak insan, mekân ve teknoloji süreçlerini birlikte yönetiyoruz. Bu salgın en çok insanı etkilediği için, birçok müşterimiz faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldılar. Başta AVM’ler ve okullar olmak üzere çeşitli fabrikalar, mağazalar kapılarını kapattı. Hizmet sunduğumuz bu alanların kapanması sonucu, tesis yönetimi sektöründe yüzde 40’a yakın bir daralma oldu. Elbette sunduğumuz hizmetlerin bir kısmında artış var. Bir kısmında ise azalış var. Bunu genel olarak ele aldığımızda ise daralma yaşıyor sektörümüz.
Müşterilerinize sunduğunuz hizmetlerde koronavirüse bağlı olarak ne tür değişiklikler yaşanıyor?
Asıl dönüşümü koronavirüs sonrasında yaşayacağız. İnsanların virüse karşı ilk tepkisi panik şeklinde oldu. Şirketler de birçok bilinmezle karşılaştı. Tüm dünya, bu durumla baş edebilmek için yeterli donanıma sahip değildi. İlk etapta temizlik ve ilaçlamaya bir eğilim oldu. Ancak fahiş fiyatlarla, içeriği dahi belli olmayan dezenfekte hizmetleri sunuldu. Bizim gibi kurumsallaşmış şirketler bu durumun devam etmesini önüne geçti. Şu an dezenfekte işi rayına girdi. Şirketler ve bireyler olarak temizlik anlamında yapılması gerekenleri daha iyi biliyoruz. İlk baştaki panik atlatıldı. Bu sürece adapte olmaya başladık.
AVM’ler en büyük müşterileriniz arasında yer alıyor, kapalı olan AVM’lere hizmet vermeyi sürdürüyor musunuz?
Kapalı olsalar dahi tesisler yaşamaya devam ediyorlar. Sadece müşterilere kapalılar. Ancak buraların güvenlik hizmetleri, temizlik vb. sürmesi gerekiyor. Bu alanlara yönelik hizmetlerimiz devam ediyor. Şu an AVM’lerde teknik ve bakım faaliyetleri de sürüyor. Aidatlar toplandığı için muhasebe hizmetleri devam ediyor. Bu değişime adapte olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz.
Bu süreç, tesis yönetimi sektörüne hangi fırsatları sunuyor? Sektörün gelişimi adına neler yapılması gerekiyor?
Biz, daha çok temizlik yapan bir sektör olarak görülüyorduk. Ancak bu kriz, bize tesis yönetimi sektörünün sunduğu hizmetlerin insan hayatı için ne denli önemli olduğunu gösterdi. Bundan sonra bizim hizmetlerimizin önemi, statüsü artacak. Dezenfekte, uzmanlar tarafından yapılması gereken bir iş. Bu konuda bir arz olacaktır. Anlık talebi karşılamakta zorlanabiliyoruz. Bu süreç, bizim kendimizi daha iyi anlatmak için fırsat. Dezenfekte hizmeti, bazı müşterimiz tarafından önemsiz bulunuyordu. Bunu daha iyi anlatma fırsatımız oldu.
Covid-19 mücadelesinde ne tür aksiyonlar aldınız? Ne tür farklı çözümleriniz var?
Virüs daha Türkiye’ye ulaşmamışken, Uzakdoğu’daki ATALIAN şirketleriyle temasa geçmiştik. Onlardan aldıkları tedbirler hakkında bilgi alıyorduk. Virüs Türkiye’ye geldiğinde de öncelikle çalışanlarımız için risk analizi yaptık. Evde çalışabilecekleri evlerine yönlendirdik. Riskli bulduğumuz alanlardaki çalışanları da ücretli izne ayırdık. Yine gerekli maske, eldiven gibi tıbbi malzemelerde alımımızı gerçekleştirdik. Müşterilerimizi de bu kapsamda bilgilendirdik. Bir covid komitesi oluşturduk. Yurtdışında bağlı olduğumuz bütün firmalarla her gün bağlantı kurup değerlendirme yapıyoruz.
Dezenfeksiyonla mikroorganizmaların insanları hasta etmesi önlenebiliyor ve yayılması engellenebiliyor. Bu aşamada kullanılan temizlik ürünlerinin yanı sıra yapılan temizliğin yöntemi ve sıklığı da kritik bir durum. Özellikle AVM’lerin yemek alanları, tuvaletleri, bebek bakım odaları, asansörleri, yürüyen merdiven bantları ve ortak alanları yoğun bir şekilde kullanılıyor. Tüm alanlarda günlük yapılan temizlik ve temizlik sonrasında kullanılan dezenfeksiyon kimyasallarıyla hijyen sağlanarak ve zararlı bakterilerin oluşumu engellenebiliyor. Ayrıca aylık periyotlarla virüs ve bakterilere karşı ortam ve yüzey dezenfeksiyon işlemleri yapılıyor. Dezenfeksiyon sonrasında ATP metrelerle işletmelerden numuneler alıyor ve ortamdaki zararlı oluşumu düzenli olarak ölçerek kontrol sağlanabiliyor.
Dezenfeksiyonun; insan sağlığını tehdit eden ve bozan, yaşam konforunu düşüren, hastalık yapma özelliği bulunan patojen mikroorganizmaların yok edilmesi veya üremelerinin durdurulması işlemidir. Biz bunu nano teknoloji ile yapıyoruz. Bu yöntemle püskürtülen parçacıkların büyüklüğünün maksimum 5-8 mikron olması sayesinde, tüm alan ve yüzeylerde homojenize bir yayılım ve etki göstererek üst düzey sonuçlar alıyoruz. Manuel basınçlı pompalarla da farklı ortam ve alanlarda dezenfeksiyon yaparak beklenen sonuçları elde edebiliyoruz.
Daha çok nereleri dezenfekte ediyorsunuz? AVM gibi yaşam alanlarında nelere dikkat edilmesi gerekiyor?
Alışveriş merkezleri, hastaneler, oteller, toplu taşıma araçları, eğitim kurumları, üretim tesisleri, iş merkezleri ve büyük konut projeleri şu dönemde en yoğun çalıştığımız alanlar.
İlk tedbir virüsü uzak tutmak. Bu nasıl olabilir? Dezenfektenin yanında güvenlik tedbirleri alınmalı, termal kameralarla insanların sıcaklığını ölçmelisiniz. Aynı anda 30 kişinin vücut ısısısın ölçen yazılımlar mevcut. Gerektiğinde bunlar kullanılmalı. Gündelik yapılması gereken dezenfekte işlemi çok önemli. Koronavirüs, çok güçlü bir virüs değil. Dezenfeksiyona karşı en dayanıksız virüslerden birisi. Ancak günledik temizliğin daha hassas yapılması lazım. Ultraviyole temizlik yapmak gerekiyor. Bunlar çok maliyetli temizlik hizmeti değiller. Bu halkaya her gün yeni önlemler ekleniyor. İnsanlar geçerken dezenfekte eden kabinler var. Ultraviyole ışınlarla virüsleri temizleyen robotlar da kullanılmakta.
Özel apartman ya da evini dezenfekte ettiren var mı?
Son dönemde özel apartman ve evlerini dezenfekte ettirenlerin sayısında ciddi bir artış gözlemliyoruz.
Tekliflerimizde %90’a varan olumlu dönüş oranı gerçekleşiyor; siteler, özel apartmanlar dahil olmak üzere.
Bu işlemleri ne kadar sürede tekrarlamak lazım?
Nano teknoloji ile üretilen dezenfekte ürünlerle 90 güne kadar koruma sağlanabiliyor ancak insan sirkülasyonunun fazla olduğu yaşam alanlarında 30 günde bir tekrarlanmalıdır. Kullandığımız ürün grubu en üst standartlarda antimikrobiyel koruma sağlarken insan ve hayvan sağlığına zararlı değildir. Aynı zamanda doğaya zarar vermez.
Sabancı Üniversitesi tarafından geliştirilen Antimic ürün grubu, nanoteknolojik bir ürün olduğundan gözle görülmez, görüntüyü bozmaz. Antibakteriyal, antifungal ve antiviral özellik gösterir. Ağır metal veya gümüş ihtiva etmez. Uygulandığı yüzeyle reaksiyona girip onun bir parçası olduğundan yıkamayla uzaklaşmaz. Kalıcı etki yapar. Tekstil ürünleri, seramik, ahşap, cam, plastik, beton gibi hemen hemen her türlü yüzeye uygulanabilir. Zehirli madde ve kimyasal kalıntı bırakmaz. Doğa dostudur.
Krizin bitişine yönelik öngörüleriniz var mı? Sektör ne durumda olur?
İnsanların bağışıklık sistemi yeni bir virüs olan Covid-19 için henüz hazır değil ve havaların ısınmasıyla birlikte salgının sona ereceği beklentisi somut verilere dayanmıyor ancak krizle mücadele için sıhhi önlemlerle normalleşme adımlarını atmamız gerekiyor. Ön görülerimiz Mayıs ve Haziran aylarında kademeli olarak sanayi tesisleri, AVM, restoran, kafeler, küçük işletmeler ile okulların gerekli hijyen ve sosyal mesafe tedbirlerini alarak açılacağı yönünde. Salgın nedeniyle ekonomi ve toplumsal hayattaki zorunlu dönüşüm, gelecek yıllarda hizmet sektörünü de dijital dönüşüme uğratacak. Türkiye’deki işletmelerin fotoğrafına bakınca dijitalleşme anlamında sanayi sektörünün, hizmetler sektörünün gerisinde olduğu görülüyor. Önümüzdeki dönemde dezenfeksiyon, termal kamera, ULV ile hijyen gibi işler hayatımızın bir parçası haline gelecek. Sosyal hijyen kişisel hak haline gelecek. Temizlik hizmeti görsel kirliliği yok etmekten ziyade koruyucu ve önleyici önlemler paketi haline gelecek. İnsanlar AVM’ler de ateş ölçümü ile güvenli giriş, dezenfekte edilmiş alanlar talep edecek. Bu durum sektörü kurumsal şirketler ve finansal yönden güçlü firmalar lehinde konsolide edecek.
Kaynak: Perapost