ATALIAN Entegre Tesis Yönetimi, yıllara dayanan deneyimi, bünyesindeki EVD enerji yönetim şirketi ve global know-how’ı ile enerji verimliliğini maksimize edecek çözümler sunuyor. Bu sayede işletmelerin daha düşük maliyetler ile enerji giderlerini yönetebiliyor, teknik hizmetlerini gerçekleştirebiliyor ve toplam verimliliklerine katkı sağlıyor. Şirketin sağladığı çözümlerle bir tesisin mevcut alt yapısı ve alışkanlıklarına göre genellikle %5 ile %20 arasında değişmekle birlikte, %40’a varan oranlarda enerji tasarrufu mümkün olabiliyor. ATALIAN Türkiye CEO’su Uğur Oktar, BEST Dergisi’ndeki röportajında, hem enerji yönetimine hem de ATALIAN’ın sunduğu diğer hizmetler ile ilgili soruları yanıtladı.
– Kurucuları arasında yer aldığınız tesis yönetimi derneği, sektörün ilk fuarını organize ediyor. Bu konu hakkında düşüncelerinizi ve beklentilerinizi biraz anlatır mısınız?
ATALIAN olarak 2017 Aralık ayında14 firmayla birlikte, Tesis Yönetim Derneği’nin kurulmasına öncülük ettik. Amacımız Türkiye’deki tesis yönetim sektörünün bir ileri aşamaya ulaşması, bu işin müşterilere daha iyi hizmet sunulacak, belli kalite standartları olacak bir yol haline gelmesini sağlamaktır. Türkiye’de entegre tesis yönetiminin daha da iyi anlaşılması için bir köprü görevi kurmak isteğimizdir.
Bu konuda ilk aksiyonlarımızdan biri Türkiye pazarında farkındalığı artırıp potansiyel müşterilerle firmaları bir araya getirmek ve onlara tesis yönetiminin ne olduğunu, bu konudaki beklentileri ve sektörü anlatmak. Bu konularda bütün sektörü bir araya getirmeyi arzu ettik.
– Buradaki amacınız bir çeşit beyin fırtınası diyebilir miyiz?
Amacımız buradaki stantlarda müşterilerimizi ağırlamak, onların yorumlarını, tavsiyelerini dinlemek. Biz de yeni şeyler öğreniyoruz, kendi bildiklerimiz onlarla paylaşıyoruz. Konferans bölümünde farklı uzmanlıklara göre konferanslarımız var. Entegre Tesis Yönetiminin en önemli konularından biri artık herkesin çok yakından bildiği enerji verimliliği konusu ya da otomasyon, artık hayatımızın her yerine girmiş durumda. Dolayısıyla elle tutulur ilk işlerimizden biri olarak bu fuarı öngördük. Şu anda gördüğümüz kadarıyla fuarın doluluğu, katılımcıların kalitesi ve düzeyi hem de katılımcıların sayısına baktığımız zaman, sanırım Türkiye’deki ilklerden birini yaptık. Bu iyi bir başlangıç ve üzerine koyarak ilerleyeceğimizi düşünüyoruz.
– Tesis yönetimiyle müşterilerin hayatını nasıl kolaylaştırıyorsunuz?
Aslında tesis yönetiminin önce tanımını açmak lazım, ne anlama geldiğine bakmak lazım; çünkü tesis yönetimi işi yapıyoruz dediğiniz zaman Türkiye’de kafalarda çok net bir anlam canlanmıyor. Müşterimize diyoruz ki siz kendi işinize odaklanın. Bir fabrikadaysanız arabanızı üretmeye odaklanın ya da ofis kiralıyorsanız, ofislerinizi yönetmeye odaklanın, bir eğitim kurumundaysanız öğretmenlerinizin ve eğitimin kalitesine odaklanın. Bunun dışındaki bütün işleri yani uzmanlığınızın dışındaki bütün işleri bize taşere edebilirsiniz diyoruz aslında. Kapıdaki resepsiyondan peyzaja kadar, güvenlikten, temizliğe kadar, teknik servisten bina yönetimine kadar her şeyi biz yapabiliriz aslında. Tesis yönetiminde bizim özelliğimiz, müşterilere esnek çözümler sunmak. Biz bu yan hizmetleri en uygun, en ekonomik şartlarda, en üstün kalite seviyesinde ve entegre olarak size sunabiliriz diyoruz. Böylelikle hayatınızı kolaylaştırıyorsunuz, uzmanlık alanınız dışındaki konularda vakit harcamıyorsunuz. Mesela bir hastanede öncelik hastaların tedavi olmasıdır, ama bir odadaki ısı seviyesiyle alakalı ya da yanmayan bir aydınlatma armatürüyle alakalı çok fazla dertlenmek istemezsiniz. Yani biz binanın organizasyonunu daha efektif hale getiriyoruz. Binanın hem yazılım, hem donanım hem de güvenlik olarak işletilmesini üzerimize alıyoruz.
– Bütün binalarda her şeyi üstleniyor musunuz? Yoksa müşterinin talebine göre değişkenlik gösteriyor mu?
Müşterinin ihtiyacına göre biz sunmuş olduğumuz hizmeti şekillendirebiliyoruz. Mesela AVM’ler genellikle temizlikle güvenliği aynı şirkete vermek istemez, parçalar. O zaman biz de parçalı halde hizmet veririz, sadece temizliği, sadece güvenliği gibi. Bazı müşteriler de bunları tek elden tek bir muhatapla çözmek isteyebilirler. Aslında bu da bizim ATALIAN olarak daha çok uzmanlık alanımız ve daha çok istediğimiz bir şey. Çünkü biz o zaman sinerji yaratabiliyoruz verdiğimiz hizmetler arasında. Tek elden yönetebiliyoruz ve müşterinin pek çok ayrı taşeronla muhatap olmasını engelliyoruz. Güvenlik firmasıyla, teknik servisle, temizlik firmasıyla gibi… Her biriyle ayrı sözleşme yapacak, zaman kaybettirecek, proje yönetimi anlamında problem olacak.
Entegre tesis yönetimi dediğiniz zaman ana işiniz dışındaki bütün hizmetleri dışarıdan alıyorsunuz ve biz tek elden bunu sağlayabiliyoruz. Türkiye’de bugüne kadar yüzlerce firma bu işi yapıyordu. Türkiye’de en büyük 10-15 temizlik ve güvenlik firmasını ele alırsak bunlar pazarın belki %10-15’ine hitap edebiliyor. Bunun gerisinde yüzlerce firma var, pazarın %80’ine bu firmalar hitap ediyor. Çok dağınık bir pazar var ve bu pazarın toparlanması gerekiyor. Konsolidasyonun faydası nedir? Az sayıda daha büyük firmayla hem finansman anlamında hem kalite anlamında sizi daha rahat ettirecek, hem birtakım yükümlülükler anlamında sizi üzmeyecek, hem zaman zaman zora girip size verdiği hizmeti aksatmayacak firmaların olması gerekiyor. Avrupa’ya ya da gelişmiş ülkelere baktığımız zaman orada daha büyük ve daha az sayıda firma var ve pazarın daha büyük bir kısmına, mesela ilk on firma pazarın %50’sine hitap edebiliyor. Türkiye’de de zamanla bu olacaktır. İlk on firma daha da büyüyecek ve on yıl içinde pazarın %50’sine hitap edebilecek. Satın almalar ve birleşmeler olacak. Dolayısıyla entegre tesis yönetimiyle birlikte kalite konusunda firmaların çıtaları da yükselmiş olacak.
Bu nedenle daha profesyonel daha doğru çözümlerin sunulması gerekiyor. Bu iş hizmet sektörü olduğu için de en önemli alt yapı, insan. Bu anlamda da bizim gibi firmaların insana yapmış olduğu yatırımlar, eğitimler, işe alım süreçleri, sunmuş olduğu imkânlarla birlikte, beyaz yakalar için, mavi yakalar için çok ciddi fırsatlar sunuyor. Dolayısıyla bizim gibi firmaların sunmuş olduğu bu imkânlarla daha pozitif ilişkiler kuruluyor, daha uzun süreli işler yapıyorsunuz. Bu da müşteriye daha iyi hizmet vermenizi sağlıyor.
Sunduğumuz daha uzun vadeli kariyer imkânlarıyla birlikte artık firmaların ve insanların da muhatabı belli hale geliyor. Bizim mesela on yıldan uzun süredir çalıştığımız firmalar var. Bu önemli bir kriter… Kurumsal yapılar biliyorsunuz, çok parçalı yapılar ve pek çok muhatap var, pek çok ayrı birim var, yurtdışından finans desteği var. Bu anlamda müşteriler de bizim gibi kurumsal firmaları tercih ediyorlar.
– Global enerji yönetiminiz Ergelis hakkında bilgi alabilir miyiz?
Ergelis bizim enerji yönetimi konusunda yurtdışında satın aldığımız firmanın adı aslında. İçinde yaşadığımız bina ne olursa olsun, ister bir ticari bina ister bir konut, isterse de bir endüstriyel tesis olsun, enerji yönetimiyle ilgili çok ciddi fırsatlar var. Türkiye’de de enerji yönetimi konsepti altında yaklaşık sekiz on yıldır bu konu çok ilgi çekmeye başladı. Bu konuda fuarlar, organizasyonlar düzenleniyor, kamu kurumları bilinçlendirme çalışmaları yapıyor. Biz de enerji yönetimini tesis yönetiminin önemli bir parçası olarak gördüğümüz için, bu konuda önemli bir yatırım yaptık ve Ergelis diye bir şirketi satın aldık. Burada yaptığımız şey, binanın A’dan Z’ye bütün enerjisini yönetmek. Merkezi bir yerden o binayla alakalı elektirik tüketen bütün elektronik cihazların, tek elden yönetilmesi mümkün, izlenmesi mümkün ve enerji tasarrufunu sağlayacak şekilde idare edilmesi mümkün. Kurmuş olduğumuz sistemlerle, eğer o binada insan kalmamışsa, aydınlatmaların sönmesini sağlayabilirsiniz, otomasyon sistemine zaman ayarı koyabilirsiniz.
Bir hastanede örneğin birbiriyle paralel çalışan beş tane soğutma grubu olsun. Bu beş tane soğutma grubu en ideal hangi şartlarda çalışırsa en az enerjiyi tüketir. Çünkü bir binadaki en fazla enerji tüketimi iklimlendirmeye gidiyor. Dolayısıyla orada iklimlendirmeyi otomasyon sistemiyle izleyerek ve birtakım otomasyon mantıkları kurarak, sistemin en verimli noktada çalışmasını sağlıyoruz. Hatta istersek binadaki enerji yöneticisine ya da müşterimize isterse cep telefonuna uyarı mesajları dahi gidebiliyor. Bu anlamda çok ciddi bir akıl kazandırıyoruz binalara. Organizasyonumuzda yaklaşık 50 mühendisimiz var. İnşaat, mimari, mekanik gibi alanlarımız var. Zaten biz otomasyon işleri de yapıyoruz. Bünyemizdeki şirketlerde bu işlerde uzmanlaşmış +20 yıllık şirketlerimiz var. Dolayısıyla know how kullanarak, enregre tesis yapmakla, enerji verimliliği yapmakla o binayı akıllı hale getiriyoruz. Böylelikle müşterilerimize tasarruf sağlatmış oluyoruz.
– Referans binalarınız hakkında bilgi alabilir miyiz?
Bizim enerji verimliliğinde yaptığımız işler 20 yıldan uzun bir süreye dayanıyor. Bu anlamda enerji verimliliği oluşturduğumuz pek çok proje mevcut. Binalarda, kamu kurumlarında, okullarda gibi… Örneğin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin binalarında çalışıyoruz, yine aydınlatmayla ilgili birtakım çalışmalarımız var. Phillips’le işbirliğimiz var, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin bazı projelerinde beraber aydınlatmayla ilgili işler yürütüyoruz. Yine kamu kurumlarının binalarında enerji tasarrufu sağlamak adına çalışmalarımız devam ediyor. Bu anlamda yaptığımız sayısız projemiz var. Mesela birlikte İstiklal Caddesi’nin aydınlatmasını yaptık, oradaki kataner enerji sisteminin aydınlatmasını Phillips’le gerçekleştirdik. Şu anda yine belediyenin gündeminde olan, çeşitli cami, köprü projelerimiz var. Bu projeleri yine Phillips’le birlikte gerçekleştirmeyi bekliyoruz. İstanbul’un daha güzel görünmesi, her türlü aydınlatmanın daha sağlıklı yapılması, tarihi yapıların ortaya çıkması, enerji tasarrufunun sağlanması, hiçbir kör noktanın kalmaması konusunda çözümler sunmaya devam edeceğiz.
– Son dönemde sektöre sunduğunuz yeni ürünler hakkında bilgi alabilir miyiz?
Tesis yönetimiyle alakalı özellikle birtakım yenilikler sunuyoruz piyasaya. Mesela güvenlikle alakalı bir yenilik var. Bu da plaka tanıma sistemleri. Hepimizin bildiği MOBESE firmasıyla işbirliği yaptık. İş merkezlerinde, alışveriş merkezlerinde, iş çıkışları otoparkları kamera ile izleme zorunluluğu getirildi. Bu yaklaşık 6 aydır zorunlu, biz de MOBESE firmasıyla iş birliği yaptık ve uygulamaya başladık. Bu Türkiye’de ilk değil ama bunun Türkiye’de zorunlu hale gelmesinin yaklaşık 6 aylık bir geçmiş var. Zorunlu hale gelir gelmez AVM’lerde uygulamaya başlandı ve biz de bunun uygulayıcılarından bir tanesiyiz. Bu zorunlu hale gelmeden önce de tabii ki AVM otoparklarında kamera sistemleri vardı; ama şu andaki değişiklik şu, bu kamera kayıtlarını direkt biz emniyete bilgi olarak veriyoruz. Yani daha önceden AVM yönetimi bunu kendisi izliyordu, ama şimdi bu işin içine emniyet girdi ve zorunlu hale getirildi. Bizim teknolojik anlamda böyle bir altyapımız vardı. Malzeme tedariki anlamında da MOBESE’yle işbirliği yaptık ve uygulamaya soktuk.
Yine endüstriyel tesislerde enerji verimliliği çalışmalarımız oldu. Endüstriyel binalarda elektronik işlerin yapılmasıyla ilgili birtakım faaliyetler başlattık. Bir otomobil fabrikasında kalıcı personelimiz var artık. Bu şu anlama geliyor; endüstriyel bir tesiste ATALIAN personeli olarak oradaki bütün elektro-mekanik ve inşaat işlerini biz yapıyoruz. Binalarda teknik işlerin taşere edilmesi alışıldık bir şey ama bu fabrikalarda daha yeni. Çünkü uzmanlık gerektiriyor. Türkiye’deki fabrika sayısını ve altyapısını düşünürsek de çok ciddi bir fırsat var; ama bunu yapabilmek için de bizim gibi firmaların çok ciddi teknolojik ve mühendislik altyapısına sahip olması gerekiyor. Biz sahip olduğumuz teknik altyapı sayesinde endüstriyel tesislerde bu hizmeti vermeye başladık. Kısaca artık endüstriyel tesislerde teknik bina yönetimi, otomasyon vb. hizmetleri verebiliyoruz.
– Bina otomasyonu hakkında projelerinizden biraz bilgi almak istemiştim. Bu projeleri farklı kılan özellikler nelerdir?
Bina otomasyonu yine bizim uzmanlık alanlarımızdan bir tanesi. Bina otomasyonunda tesislerin ya da o binadaki kritik yüklerin uzaktan izlenmesi ve bunlara müdahale edilmesi çok önemli. En önemli projelerimizden bir tanesi, çok geniş bir süpermarket zincirinde yaklaşık bin kadar farklı noktada, o süpermarketteki soğuk odaların ya da buzdolaplarının izlemesini yapıyoruz ve bunu performans garantili olarak yapıyoruz, bu çok kritik bir konu. Yani bu bin farklı noktada herhangi bir soğuk odada ya da reyonda herhangi bir arıza olması durumunda o dolaptaki her şeyin bozulma riski var. Bu bin zincirdeki marketleri 7/24 izliyoruz ve herhangi bir arıza olması durumunda, performans garantili olarak, iki saat içerisinde mobil ekiplerimizle buna müdahale ediyoruz. Performans garantili de şu; eğer iki saat içerisinde müdahale edip başarılı olamazsak ve o dolaptaki ürünler bozulursa onun bedelini biz karşılamak zorundayız. Otomasyonun en güncel örneklerinden biri budur.
Aynı çözümleri fabrikalarda da sunmaya başlıyoruz. Biliyorsunuz Türkiye deprem kuşağında ve herhangi bir deprem anında fabrikada hem insanların can güvenliği hem de mal güvenliği anlamında hem de fabrikanın tekrar üretime geçmesi için gereken zaman kaybı anlamında çok ciddi kritik noktalar var. Şimdi Türkiye’de yeni sunduğumuz çözümlerden bir tanesi de bununla ilgili. Fabrikalara diyoruz ki fabrikanızın deprem güvenliği ile ilgili bir çalışma yapalım ve bunu bir rapor olarak sunalım. Örneğin deprem anında üretim yapan robotların durması ve güvenli bölgeye hareket etmesi lazım veya üretim bandının durması lazım, ürünün zarar görmemesi için. Biz de diyoruz ki bu raporun sonucunda, oluşabilecek aksiyonları birlikte planlayalım. Bunların bir kısmını biz de yapabiliriz, mesela bir çelik güçlendirme gerekiyorsa binada bizim ekibimiz bu güçlendirmeyi yapabilir ya da üretim bandını durdururuz, üretim bandındaki zararları engelleriz veya bir anons sistemini çalıştırırız insanların güvenli bölgeye hareket etmelerini sağlarız. Yani bütün riskleri minimize ediyoruz. Böylece yapılacak bakım anlaşmalarıyla bunu garanti etmiş oluyoruz. Bunu da Türkiye’de çok özel bir çözüm olarak sunuyoruz, çünkü maalesef bunu çok fazla yapan firma yok Türkiye’de. Yüksek binalarda, enerji tesislerinde, endüstriyel binalarda bunların mutlaka yapılması lazım. Şimdi biz müşterilerimize bunları anlatıyoruz. Bu da teknolojik olarak getirdiğimiz yeniliklerden bir tanesi.
– Gelecek dönem hedeflerinizle ilgili bilgi alabilir miyiz?
ATALIAN Türkiye’ye 2012’de şirket satın almalarıyla girdi ve 2013- 2016 arasında dört tane yerli firmayı satın aldı ve ATALIAN bünyesi altında onları entegre etti ve hala da etmeye devam ediyoruz. Bu bir süreç biliyorsunuz.
Önümüzdeki beş yıl içinde hedefimiz Türkiye’nin en büyük entegre tesis yönetim firması olmak. Çok hızlı bir giriş ve hem satın almalarla hem de organik büyümeyle çok hızlı bir büyüme süreci yaşadık ve zaten şu anda ilk beşteyiz. Biz bir Fransız firmasıyız ve genel merkezin Türkiye’ye bakışı çok pozitif, yatırım yapmaya devam etmek istiyorlar. Türkiye’deki pazarın çok iyi bir pazar olduğunu düşünüyorlar. Amacımız önümüzdeki beş yıl içinde de bu büyümeyi devam ettirmek.
Kaynak: BEST Dergisi